FRANKFURT’ta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı, Anadolu Ajansı (AA) darbeye karşı duranların fotoğraf sergisi, Frankfurt Türk Kültür Merkezi’nde bir anma etkinliği olacak. Anma etkinliğinde Başkonsolos Burak Karartı’nın yanısıra Prof. Dr. Ömer Özsoy ile siyaset bilimcisi Ertuğrul Şahin konuşacaklar. Bilim insanları toplantıda darbe girişiminin ve suç örgütünün hem teolojik hem de siyasi boyutunu irdeleyecekler. Program çerçevesinde 14 Temmuz’da da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Frankfurt Merkez Camisi’nde Cuma namazının hemen öncesinde 15 Temmuz şehitleri için Mevlid-i Şerif yapılacak. Etkinlikler tüm vatandaşlara açık olacak. AA fotoğraf sergisi, 15 Temmuz’dan sonra T.C. Frankfurt Başkonsolosluğu’nda görülebilecek.
15 Temmuz’un en önemli özelliği
Fotoğrafların darbe gecesi yaşanılanları çok açık bir şekilde yansıttığını kaydeden Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı “Programımızda 15 Temmuz‘un ne olduğu, ne amaçlandığı ve neye yol açtığı değişik perspektiflerden konuşma, tartışma imkanımız olacak. Darbe girişimini ana karakteri örgüt doğası, bir dini cemaat olduğu iddasını taşıyan, faaliyetlerini daha ziyade dini alanda, eğitim alanında ve hayır işlerinde sürdürdüğü izlenimini veren, ama özü itibariyle bir suç şebekesi. Aslında bunu 15 Temmuz’dan önce de belirli eylemlerle ortaya koymuştu. 15 Temmuz’da zirveye taşıyan bir suç örgütü. En önemli kararkteri gizlilik. Bütün mensupları kendilerini gizlemeye, gizlemenin ötesinde olduğundan farklı göstermeye programlanmış bireylerden oluşuyor. Bunu hissetmek, anlamak çok da kolay değil. bulunan suç örgütünün üç altı çizilmesi gereken üç önemli olgu var. Zaman içinde devlette yuvalanan bir örgüt. İkinci bir önemli özelliği, doğrudan halka silah doğrultmasıdır. Milletin egemenliğini, iradesini temsil eden Meclis’in bombalanması daha önceki darbe girişimlerinde karşılaşılmamıştı. Üçüncü karakteri toplumun kendiliğinden veya siyasi liderlik tarafından yönlendirilerek sokağa çıkabilmesi, sivil bir irade, sivil bir direniş ortaya koyabilmesidir. Darbenin engellenmesinin en güçlü nedenlerinden bir tanesi toplumun dışarı çıkarak karşı durmasıdır. Bu toplumunun demokrasisine sahip çıkışının göstergesi. Bu girişim demokratik olgunluğu gösteriyor” dedi.
Toplum büyük travma yaşadı
15 Temmuz’un toplum üzerinde travma yaşattığını kaydeden Başkonsolos Karartı sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbe sonrası dönemdeyiz. Olağanüstü dönemden geçiyoruz. OHAL dönemi nedeniyle ülkemiz eleştiriliyor. Alınan tedbirleri tehdidin büyüklüğü açıdan değerlendirmek lazım. Devletin kendi memurundan sadakat bekleme hakkı var. Soruşturmalar yargılamaya dönüşmeye başladı. 23 farklı ilde yargılama oluyor. OHAL İnceleme Komisyonu mekanizması faaliyetlerine başladı ve 30 bin memur görevine döndü. 30’dan fazla kuruluş yeniden açıldı. Almanya’da farklı sivil toplum kuruluşlarının toplantılarına şehit aileleri ve gaziler de davetli. Avusturya’nın 15 Temmuz etkinliklerini yasaklamasını doğru bulmuyorum. Bu dönem siyasi bilgilendirme sürecini hatırlatıyor. Salonların iptal edilmesi çok gereksiz bir süreç. Alman makamlarının da güvenirliği, inandırıcılığı söz konusu. Hem darbe girişimini kınayan beyanda bulunacaksınız hem de toplantıları iptal edeceksiniz. Türk toplumuna güvenilir, inandırıcı gelmiyor.”