4.4 C
Almanya
Çarşamba, Nisan 24, 2024

Abdüllatif Şener: Erdoğan en zayıf dönemini yaşıyor

AKP’nin olağanüstü hal kapsamında çıkardığı ve 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında sivillere yargı muafiyeti getiren yeni KHK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP kökenli eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında gerginliğe neden oldu. Düzenlemenin muğlak olduğunu ve gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Gül’ün bu çıkışı Ankara’da Erdoğan’a karşı bir başkaldırının başlangıcı olarak değerlendirildi. Gül’ün 2019 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkacağı iddia ediliyor.

AKP’den istifa eden Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarında ciddi azalma olduğunu belirtirken muhalefetin doğru bir stratejiyle Erdoğan’ı yenilgiye uğratabileceğini düşünüyor. Ancak Şener, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ise Erdoğan’ın rakibi olamayacağı kanısında. Hükümete sert eleştirilen yönelten Şener’e göre OHAL uygulamasıyla Türkiye’de demokratik ortam ortadan kaldırıldı, KHK’ların altında imzası bulunan başbakan ve bakanlar da suç işliyor. Erdoğan’la yaşadığı görüş ayrılığı nedeniyle partisinden istifa eden eski AKP Milletvekili Abdüllatif Şener, DW Türkçe’ye konuştu:

DW Türkçe: OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar, hükümet politikaları, iç ve dış kamuoyuna nasıl yansıyor?

Şener: KHK’lar anayasaya, hukuk düzenine aykırı. Cumhurbaşkanı bizim hukuk düzeninde vatana ihanet dışındaki konulardan yargılanamıyor ama bu KHK’ların altında imzası olan başbakan ve bakanlar suç işlemektedir. OHAL’in de bir hukuku vardır ve iktidar OHAL döneminde yaptıkları eylemlerden sorumludur. Anayasayı okuyorum, OHAL yasasını inceliyorum. Yargıtay’a 100, Danıştay’a 16 üye atıyor KHK’yla, bu OHAL hukukuna da uygun değil, anayasaya da aykırı. Bunu da devlet gücünü kullanarak uyguluyor. Bu, suçtur. Yaptığı düzenlemeyle diyor ki, 15 Temmuz darbe girişimi ve terör ve bunların uzantısı niteliğindeki olayları bastıranlar cezai sorumluluğa sahip değillerdir. Bir kere suç teşkil eden bir olayda bile polisin, savcının, hakimin görevi ayrıdır. Ama OHAL’de sivillerin hukuken cezai sorumluluğunun olmayacağını düzenleyen madde, sivillere diyor ki, bir kalkışma, terör ortamıyla ilgili, sen hem polissin hem de hakim ve savcının yetkisine sahipsin. Üstelik de sen polis, hakim, savcı için yasalarla belirlenmiş kurallara tabii değilsin. Elinde palayla, tabancayla, rastgele insanları öldürdüğün zaman sorumsuzsun. Geleceğe yönelik olarak işlenen suçları affediyor. Böyle bir şey olur mu?

DW Türkçe: Hükümet politikaları toplumda, siyasette nasıl bir ortam oluşturdu?

Şener: Türkiye’de insanlar iktidarı eleştiremez hale geliyor. Hem medya hem bağımsız muhalif insanlar eleştiremiyor. Politikacılar da eleştiremiyor. Cumhurbaşkanı, terörle işbirliği yaptı diye ana muhalefet partisinin genel başkanı ve meclis üyeleri hakkında 4 yıla kadar hapis cezasıyla dava açabiliyor. Ancak, muhalefet Erdoğan’a hiçbir şey yapamıyor. Bir tweet mesajımdan dolayı hakkımda soruşturma var. İfade verdiğim halde dosyayı kapatmıyorlar. Halbuki, AİHM’nin kararları var: Eğer bir ülkede iktidar incinecek derecede eleştirilemiyorsa o ülkede demokratik toplumun gereklilikleri oluşmamış demektir. Türkiye’de AİHM’in bu kararı çerçevesinde demokratik toplumun gereklilikleri ortadan kaldırılmıştır.

DW Türkçe: Türkiye’de siyaseten ne olacak? Neler öngörüyorsunuz?

Şener: Ben falcı değilim ama Erdoğan en zayıf dönemini yaşıyor. Oyları düşüyor. Kaygan oyları kaybediyor. Bu ortamda en büyük şansı medya. Medyada onunla ilgili sürekli destanlar yazılsa da önemli bir seçmen kitlesinde soru işaretleri artıyor. Bu iyi değerlendirilirse önümüzdeki seçimleri kaybeder Erdoğan.

 birgun.net

Son Haberler

İlgili Haberler