6.7 C
Almanya
Perşembe, Nisan 25, 2024

Aydınlar Türkiye’nin talihsizliği

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK bildirisinden sonra kendileri ile ilgili Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın başını çektiği bir linç kampanyası yürütüldüğünü ileri sürdü.

frankfurt-demirtas1

Demirtaş’ın  “Türkiye’de aydın veya siyasetçi adı altında bu kadar cahilin var olması büyük bir talihsizliktir, bu da Türkiye’nin talihsizliğidir. Dünyanın bütün cahil aydınları ülkemizde toplanmış, ne yapalım, şansızlık, talihsizlik.” şeklindeki sözleri dikkat çekti.

Diyarbakır’da HDP il binasında basın toplantısı düzenleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK’nın 14 madde halinde tartışmaya açtığı Türkiye toplumuna ve kamuoyuna bir teklif olarak sunduğu belgenin geleceği birlikte nasıl kurabileceğine dair bir teklif içerdiğini belirterek, “Kimileri destek sunmuş, kimi eleştirileriyle birlikte destek sunmuştur. Bu yönüyle yapıcı eleştiri sunan, öneri sunan, destek olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Çünkü, zaten yayınlanma amacı buydu. Özellikle sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı yerlerdeki ağır savaş durumu, yaşanan ölümler ve çatışma halinden çıkışın ve tartışmayı siyasi zemine çekmenin bir vesilesi olsun diye o tartışmayı yürüttük ve sonucu açıkladık hep birlikte. Savaş istemeyen, sorunların demokratik, barışçıl zeminde çözülmesini isteyen herkesin o deklerasyonu desteklemesi gerekir. Deklerasyonun içinde de o çağrı var. Sorunun çözüm yeri parlamentodur. Ve biz sorunu siyasi yollarla çözmek istiyoruz. Meseleyi çatışma bir savaş zemininden çıkarıp, ölümleri de durdurup, siyasi zemine çekmek istiyoruz. Bütün tartışmayı, meseleyi siyasi deklerasyonun etrafında yürütmek istiyoruz demiştik” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, fakat maalasef, özellikle hükümet çevreleri, devlet aklıyla hareket eden kendi aklını devlete ipoteklemiş, kiralamış diye suçladığı bazı çevrelerin bu deklerasyon üzerinden bir linç kampanyası başlattıklarını belirterek, şöyle konuştu:

DÜNYANIN BÜTÜN CAHİL AYDINLARI ÜLKEMİZDE TOPLANMIŞ

“Bunun da başını Cumhurbaşkanı ve Başbakan çekiyor. Deklerasyon, Türkiye’nin yabancı olduğu ve ilk defa yayınlanan bir deklerasyon değil. Özellikle ‘HDP değişti’ diyenler, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasındaki hedeflerimize, söylemlerimize, vaadlerimize dönüp bir baksınlar. İkincisi partimizin kuruluş programlarına baksınlar. HDP kurulurken, yerelden ve demokratik özerkliği parti programına almıştır, halen duruyor. DTK’nın deklerasyonu, parti programımızın bir benzeridir. Utanmadan sıkılmadan, sanki bunları HDP ilk defa söylüyormuş gibi, ilk defa telaffuz ediliyormuş ve bunlar bölücülükmüş gibi, ülkeyi bölmeymiş gibi hakaretle yaklaşanları ibretle izliyoruz. O sizin cahilliğiniz, kusura bakmayın. HDP’ye oy verenler ve tanıyanlar, neye oy verdiklerini iyi biliyorlar. Bölünmeyi ve iç savaşı önleyecek, kavgayı önleyecek bir projedir. Tartışmaya, öneriye, eleştiriye açık metindir. Bir dayatmadan çok hep birlikte en iyisini nasıl yapabiliriz, nasıl bulabiliriz tartışmasıdır bu. Ülkemizin çok büyük bir coğrafyası var. Çok kültürlü, çok dilli, çok etnisiteli, çok inançlı bir toplumuz. Böyle bir toplumun tek bir insan tarafından yönetilmesine itiraz etmeyenler, yetkiyi yerele verelim, bölge meclisleri kuralım. Her yerde yerel parlamentolar kurulsun. Belediyelerin yerel ve bölge meclislerinin yetkileri olsun. Yasa yapsınlar. Sorunları yerelden çözsünler diye dediğimizde, buna bazıları demokrasi adına karşı çıkıyor. Türkiye’de aydın veya siyasetçi adı altında bu kadar cahilin var olması büyük bir talihsizliktir, bu da Türkiye’nin talihsizliğidir. Dünyanın bütün cahil aydınları ülkemizde toplanmış, ne yapalım, şansızlık, talihsizlik. Adam diktatörlüğü alkışlıyor. Köklü bir demokrasi önerisine bölücülük diyebiliyor.”

frankfurt-demirtas4

“BARO UTANÇ VESİKASI YAYINLADI”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK bildirisi ile ilgili bildiri yayımlayan İstanbul Barosunu da sert bir dille eleştirerek, “Hele hele kendine hukuk kurumu Baro diyen bazı kurumlar var ki, utanç vesikası yayınladılar. Burada Baro başkanı öldürüldü, sesleri çıkmadı. Roboski katliamı oldu, gıkları çıkmadı. Biri çıktı ‘kabul etseniz de etmeseniz de rejim değişmiştir artık, Başkanlık sistemine fiilen geçildi’ dedi. Bu Barocu’ların gıkı çıkmadı. Şimdi bir demokratikleşme ve birlikte yaşam beyannamesine karşı, ırkçı reflekslerle, faşist duygularla buna karşı bildiri yayınlıyorlar, bunun adına da ilericilik, demokratlık diyorlar. Talihsizlik işte” dedi.

IRKÇI GÜRUH

Dünyanın her yerinde cahil aydınlar var. Ama oran olarak bizim ülkemizdeki kadar hiç bir ülkede yok. Türkiye halklarının, emekçilerinin, ezilenlerinin en büyük talihsizliği budur. Böylesi bir cehalete karşı, böylesi ırkçı güruha karşı biz demokrasi ve özgürlüklerinin yanında duruyoruz. Bizim için ilkesel bir tutum ve varlık nedenidir. Düşünün ki düşüncemizi açıkladık ve ülkemizde barışın ve birlikte yaşamın yolunu işaret ettik diye bizi hain ilan edenler; dokunulmazlığımızın kaldırılmasını isteyenler, biran önce asılmalı, infaz edilsin diyenler, parti kapatmak için harekete geçenler; madem bu kadar vatanseversiniz, ülkeyi bu kadar seviyorsunuz, memleketi soyanlarla, rüşvetçi ve hırsızlarla ilgili bu kadar hızlı harekete geçmediniz?” diye konuştu.

“MİRAY BEBEĞİN CENAZESİ BAŞKASININ GÖĞSÜNE KOYMUŞLAR”

Haklarında soruşturma açan savcıları da eleştiren Demirtaş, “Cizre’de Miray bebeği öldürenlerle ilgili bu kadar acele soruşturma yapabiliyor musunuz? Suriçi’nde katledilen 2 gencin cenazesini 8 gündür bekletiyorsunuz, aileleri alamıyor, suç değil mi? Cizre’de 70 yaşındaki kadının cenazesi, 8 gün sonra sokaktan alınabildi. Ve cenazeler Şırnak’ta morgda üst üste. Başbakan, Miray bebeğin ailesini aramış da, başsağlığı dilemiş. Miray bebeği defnedemiyorlar bile yahu. Morgda konulacak yer yok, başka bir cenazenin göğsüne koymuşlar Miray bebeği. Bizimle ilgili vatan hainliği, soruşturma kapatırız, atarız, yakarız, yıkarız, suçlamalarında bulunanlar, tehdidinde bulunanlar, vatanseverlik kisvesi altında faşistliklerini kusanlar, dönüp buraya baksınlar. Bu kepazeliklere sesleri çıkmayanlar, HDP’ye gelince kahraman kesiliyorlar. Ve buna da kardeşlik diyorlar. HDP’ye ne kadar saldırırsan, Kürtlerle bir arada yaşamak mümkün gibidir düşünüyorlar. Bunun başını da çeken Başbakan’dır, Cumhurbaşkanı’dır” dedi. odatv.com

Son Haberler

İlgili Haberler