5 C
Almanya
Cumartesi, Nisan 20, 2024

Ben kimim?

hasibeotter1Hasibe Otter

Geçen yazımda bulunduğumuz doğa ile bağlantı kurmamız huzurumuzu önemli derecede etkilediğinden bahsettik. Bu uyumu bir dansa benzettik.
Bu yazımda da iç doğamızdan bahsetmek istiyorum.
Dış dünyaya bağlantı kurmamızın önemli olması kadar, iç dünyamızla sağlam bir bağlantı kurmamız da önemlidir. Hepimizin iç dünyası bir sürü hazinelerle gizli, keşfedilmeyi bekler. Tüm hazineleri bulmaya bir ömür bile yetmeyebilir. İçinize doğru yolculuğa başladığınızda yaşadığınız maceralar size heyecan verecektir. Bu yolculuğu yapmadan içimizdeki huzura belki hiç bir zaman ulaşamayacağız.
Böyle bir seyehat rehberle, içten gelen istekle, açık yüreklilikle ve duru zihinle olur. Kendimizin uzmanı olabilmemiz ömür boyu sürecek bir yolculuktur. Yol uzun ama heyecanlı ve ilerledikçe huzur veren bir yolculuktur. Her yol gibi bu yolda inişli çıkışlıdır, bazen uzun mesafe çok kısa sürede katederiz, bazen de yol tıkanır olduğumuz yerde sayarız. Önemli olan kendimize doğru giden yoldan vazgeçmememiz. Yolun şartları her zaman ideal olmayabilir.  Yolun sağında solunda olan bazı şeyler dikkatimizi çekebilir. Bir anlık dikkatimiz dağılabilir, önemli olan bunun farkına varıp, kendimize öfkelenmeden  şu anda yolumuza devam etmediğinizi hatırlayarak, tekrar yolculuğumuzu sürdürmeliyiz.
Bu yolculukta varış noktamız, „Ben kimim?“ sorusuna bulduğumuz cevaptır.  Bu sorunun cevabını yolculuk esnasında parça parça alacağız. Ne yazık ki herşey de olduğu gibi burada da kestirme bir yol yoktur.
İnsanlar genelde başkalarının kim olduğunu, ne düşündüğünü, ne söylediğini, merakla öğrenmeye çalışırlar. Bu tutum ne yazık ki ne huzurumuzu arttırır, ne de ilişkilerimizde ki uyumu. Başkalarının yaptıkları, söyledikleri, etkili olabileceğimiz bir alan  değildir. Ama insanoğlu  varlığından ancak  etkili olduğu zaman hoşnut olur, özgüveni gelişir ve mutlu olur. Biz başkalarının davranışlarıyla, hatalarıyla ilgilendiğimiz zaman kendimizi terk edip, ihmal edip daha doğrusu etkili olabileceğimiz, güzelleştirebileceğimiz alanı terk etmiş oluyoruz. Mutluluktan gönüllü vazgeçiyoruz. Dolaştığımız, bizim olmayan  bahçeler bizi büyük bir olasılıkla mutsuz edecektir.
Onun için, eğer mutlu olmak bizim için gerçekten önemli ise, ilk önce „Ben kimim?“ sorusuna doğru cevabı bulmalıyız. Benim değerlerim, yeteneklerim, becerilerim, hayallerim nelerdir?
Ben kimim sorusuna samimiyetle cevap aradığımızda, her bulduğumuz cevapta  yeniden doğmuş gibi olacağız.
Kendimizi ihmal etmemiz zihnimizin bize kurduğu en büyük tuzaktır. Tuzaktır diyorum çünkü mutluluğumuz da, başarımız da içten  dışa doğru oluşur. Biz kendimizi övmeyip, devamlı başkalarının  övgüsü için uğraştığımızda, aldığımız övgü bir kıvılcım gibidir, parlar ve söner. Yalnız o ilgi ve övgü ruhumuzu bir anlık okşar ama kalıcı değildir.
Başkalarının bize inanması, bizi beğenmesi değil, bizim kendimize inanmamız bizi mutlu eder. Dışarıdan gelen övgü, saygı da  önemlidir. Yalnız bunlar toplumun kurallarını ve beklentilerini yeri getirip getirmediğimizle ilgili bir geribildirimdir (feedback)..
Kendimizle tanışma  belli kurallara göre uygulanmalı. İnsanlara karşı kibar olmayı, onları kırmamayı ailelerimiz, öğretmenlerimiz bize öğretmeye çalıştılar. Biz de elimizden geldiği kadar uyguluyoruz. Fakat kimse, kendine karşı sabırlı ve sevecen ol,  demedi. Kendini çok yargılama, paramparça etme, kendine karşı affedici ve anlayışlı ol demedi.  Onun için bunu şimdi diyoruz.
Kendimize karşı sevecen, hoşgörülü ve kibar olacağız.
Kendimize önem verdiğimiz için ona doğru yolculuğa çıkıyoruz. Yalnız yolculuğa çıkmadan hazırlık yapmamız gerekiyor. Açık, cesur ve meraklı çırak zihniyeti ile yolumuza başlıyacağız.
Kendimizi tanımaya başladığımızda belki karşımıza başaramadığımız, altından kalkamadığımız anlar çıkacaktır. Belki sevmediğimiz yanlarımızla karşılaşacağız. Böyle anlarla karşılaştığımızda bu anları gözardı etmektense, o ani hissedip, zorlandığımızın farkına varıp, bunu kabul etmeliyiz. Kendimizle cebelleşmeden, insan olduğumuzu ve mükemmellik diye birşeyin olmadığını kendimize hatırlataraktan. Kendimizi yargılama ve kritize etme yerine gördüğümüz hatalarımıza karşı anlayışlı ve onları öğrenmemiz için bir şans olarak görerek yolumuza devam edeceğiz.
 Mutlu ve sağlıklı olabilmemiz için kendimize çok özel bakmalıyız. İç huzura kavuştukça, dış huzur da kendiliğinden oluşacaktır.
Gelecek yazımda yolculuğa devam edeceğiz.
Sevgiyle, anlayışla kalın.

Son Haberler

İlgili Haberler