6.4 C
Almanya
Perşembe, Mart 28, 2024

Ekonomi tel tel dökülüyor

İşsizlikten borçlara, sanayiden turizme ekonominin her alanı Türkiye’nin büyük bir kriz riskiyle karşı karşıya olduğunu ‘saklanamaz’ biçimde gözler önüne seriyor

birgun.net / Semih Güven

Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları ve uygulanan yanlış politik hamlelerin üstüne bir de dünya ekonomik büyümesine ilişkin belirsizlikler de eklenince dolar 3 lira 47 kuruşu geçti. Liranın değeri son 1 yılda dolar karşısında yüzde 18 eridi. Yükselişler halkın alım gücünü de hızla düşürürken reel sektörün borçları da katlandı. Fabrikalarda çarklar yavaş dönmeye başladı, Türkiye’nin kronik sorunu işsizlik yeniden tırmanışa geçti. Hükümet ise ekonomide yaşanan sıkıntıları gizlemeye çalışıp kamuoyuna ‘ekonomimiz sağlam’ mesajı vermeye çalışıyor. Peki gerçekten hükümetin söylediği gibi Türkiye ekonomisi ‘dimdik ayakta’ mı?

Ücretler eridi
» 2016 yılının başında 1300 lira maaş alan asgari ücretli, 2 lira 91 kuruş seviyesinden 445 dolar alabilirken şimdi ise 3 lira 47 kuruştan sadece 374 dolar alabiliyor. Yani yurttaşın cebinden 71 dolar daha eksildi.

Depolar yanıyor
» Araç kullananlar için de depo doldurmak artık daha zor. Yılbaşında 56 litrelik bir depoyu 239 liraya doldurabilen yurttaşların şimdi ise depoyu doldurabilmek için 276 liraya ihtiyacı var. (Benzinin litresi 4,92 TL)

Borç katlandıkça katlandı
» Kurda yaşanan artış, 100 milyar dolar döviz varlığı bulunan buna karşın 311 milyar dolarlık yükümlülük altında olan özel sektörün borçlarını da katlandırdı. 211 milyar dolarlık toplam döviz borcu ağustos ayında 622 milyar liraya karşılık gelirken bugün borç 732 milyar liraya yükseldi. Son 1 yılda reel sektörün zaten sürdürülemez olan borcuna 100 milyar lira daha borç eklenmiş oldu.

Gerçek işsizlik yüzde 20’ye dayandı
» Nisan ayında devletin resmi rakamlarına göre yüzde 9,3 olan işsizlik sonraki dönemde hızla yükseldi. En son açıklanan ağustos ayı verilerine göre işsizlik yüzde 11,3’e kadar çıktı. Uzmanlara göre ise şubat ayına kadar bu rakam çok daha yüksek seviyelere çıkabilir. Buna karşın DİSK’in açıkladığı verilere göre ise gerçek işsizlik yüzde 20’ye dayanmış durumda.

Büyüme eksiye düşüyor
» 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 4,8 olarak gerçekleşen Türkiye ekonomisindeki büyüme yılın ikinci çeyreğinde yerini yavaşlamaya bıraktı. Ekonomi, şişirilen iç talep ve artan devlet harcamalarına rağmen 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 3,1’lik düşük büyüme performansı gösterdi. Üstelik yılın üçüncü çeyreğinde ise büyümenin neredeyse eksi geleceği yorumları yapılıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi tarafından yayımlanan “Ekonomik Büyüme ve Tahminler: Kasım 2016” raporuna göre yılın üçüncü çeyreğinde sadece yüzde 0,1’lik büyüme beklenirken yıllık büyüme oranı ise yüzde 2,6’da kalacak.

Sanayide kriz çanları çalıyor
» En son açıklanan veriler sanayide de kriz çanlarının çaldığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre sanayi üretimi, eylülde ağustos ayına göre yüzde 3,8 azaldı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan ‘Sanayinin Sorunları ve Analizleri Raporu’na göre ise sanayide üretim, yatırım ve istihdamda düşük tempolu dönemin 2017’de de sürmesi bekleniyor. Fabrikalar yatırım yapamazken kârlarının yüzde 67’si de faize gidiyor.

Turizm ‘bildiğiniz’ gibi
» Yanlış dış politikaların bedelini en çok ödeyen sektörlerin başında olan turizm sektörü de içine girdiği krizden bir türlü çıkamıyor. En son açıklanan verilere göre Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı 2016 yılı eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 32,84 azalış gösterdi.

***

İç piyasa da durdu

İşsizlikten döviz kuruna hükümetin Orta Vadeli Programı’nda (2017-2019) belirlediği hedeflerin çoğunun daha şimdiden aşıldığını belirten Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr Aziz Konukman, rakamların ülke ekonomisinin tel tel döküldüğünü ortaya koyduğunu söyledi. BirGün’e konuşan Konukman, bütçe gelirlerinin ise piyasanın adeta durduğunu gösterdiği uyarısında bulundu. Konukman, “Satılan mallar üzerinden alınan vergide ekim ayı itibariyle yüzde 27,3 gerileme var. Bu durum iç piyasada muazzam bir gerilemeye işaret ediyor” dedi. Hükümetin piyasayı canlandırmak için bir takım girişimlerde bulunduğunu ifade eden Konukman, faizlerin arttığı bir ortamda yatırımlarda büyümenin de oldukça zor olduğunu söyledi. ÖTV zammının ise hükümetin beklediği gibi ciddi bir vergi geliri oluşturmayacağını Konukman şu sözlerle açıkladı: “Son ÖTV artışları daha çok lüks araçlarda yapıldı. Fakat bu tür arabaların büyük bir kısmı şirketler tarafından satın alınıyor. Şirketler arabayı alıp ÖTV ve KDV’sini ödüyorlar fakat Kurumlar Vergisi matrahından düşürme imkânları var. Yani devlet bir cepten alıp öbür cepten geri verecek.”
***

2001’den daha büyük bir kriz gelebilir

İktisat profesörü Hurşit Güneş ise hükümetin ekonomide oluşan tablonun vehametini anlamaktan aciz olduğunu, söz konusu tavrın devamı halinde Türkiye’nin 2001 krizinden çok daha büyük bir krizle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. 2001 krizinin devletin borçları nedeniyle ortaya çıktığı ve borcun yapılandırılmasının daha kolay olduğunu belirten Güneş, şimdi ise borcun büyük bir kısmının özel sektöre ait olduğunu, dolayısıyla borcun kontrolünün de daha zor hale geldiğini bildirdi.

İçeride ve dışarıda savaş halinde olan Türkiye’ye yabancı yatırımların çekmenin de oldukça zorlaştığına işaret eden Güneş, darbe girişimi ve OHAL ilanının ardından demokrasi ve özgürlüklere getirilen kısıtlamalarla birlikte de yabancı yatırımcıların Türkiye’den kaçmaya başladığını söyledi.

AB ile iplerin kopma noktasına gelmesinin ekonomiye olası etkileri üzerine de görüş bildiren Güneş, hükümet tarafından derinleştirilen sürecin yabancı yatırımcılar için Türkiye’yi cazibe merkezi olmaktan çıkaracağı uyarısında bulundu.

Son Haberler

İlgili Haberler