4.1 C
Almanya
Perşembe, Nisan 25, 2024

EVET Mİ DESEM ACABA? 1’nci yazı

ŞİNASİ DİKMEN
Ülkenin geleceği ise konu, öyle bir sigara içimlik süren kısa düşünmeyle olmuyor. Yapılan herhangi bir anayasa değişikliği en az 30 yıl sürer. Benim şimdi 20 yaşında olan torunlarım-her ne kadar bunlar şimdilik Almanya‘da yaşıyorlarsa da, yarın ne olacağı belli olmaz. Ben de Almanya‘daki en büyük torunumun yaşındayken henüz Türkiye‘deydim. – bu Anayasa değişikliğinin etkilerini hissedecekler. Onun için Anne-Baba-Büyükanne-Dede olarak iyi düşünmemiz gerekir.
Bazan diyorum ki, arkadaş sen de evet de, evet demek isteyen ve böylelikle geleceği düşünmeme mutluluğunda yaşayanlara katıl. Ne güzel olurdu böyle yaşam; Nasıl olsa bizi doğruya götürecek, bizi mutlu edecek birini bulduk, tüm sorumluluğu ona yükleyelim, o halleder… Benim torunumu ben mi düşüneceğim? Benim dedem düşündü mü Evren Anayasası‘na evet dediğinde? Eee… Sonra düşünmek beni işimden alıkoyuyor.
İnanın ben de böyle rahat olmak istiyorum. Yanlız kan bağı olduğu için değil, insan olarak da tek tek sevdiğim insanlar ve tanıdıklarımın bazıları bu mutluluğa erişmiş insanlar. Çünki bugünlerde evet demek en kolay iş. Önüne Anayasa değisikliği diye bir şey sürülüyor. Senin bunu incelemene gerek yok. Senin tanıdığın, sevdiğin bu işlerden anladığını zannettiğin tüm insanlar sana; „sen evet de, biliyorsun ben senin iyiliğini istiyorum“ diyorlar. Senin „peki benim iyiliklerim ne?“ soruna; “Canım, işte istikrar, terör, senin rahatın, çocuğunun dini imanı, yani senin zaten bildiklerin“ diye yanıt veriyorlar.
İşte benim huzursuzluğum burda başlıyor. Mesela diyorum, biz anayasa değişikliğine oy verip, Cumhurbaşkanı‘na tüm yetkileri verdik, Sayın Cumhurbaşkanımız ki kendine saygımız büyüktür, sempatik, her denilene inanan saf ve temiz kalpli bir insan, ya bir daha FETÖ gibi bir teşkilat tarafından kandırılırsa, memleket, diyelim ki Rusya ile savaşa sokulursa halimiz ne olur acep? Putin denen insafsız, „Affedersin Putin gardaşım, beni kandırdılar“ cümlesine inanmazsa!…
Ya da Sayın Cumhurbaşkanımız çevresinde güveneceği birini bulamazsa, ki son zamanlarda eskiden çok güvendiği sayın eski Cumhurbaşkanımız ve sayın eski Başbakan Yardımcımız, sayın Cumhurbaşkanımızın yanında pek görünmüyorlar ve en güvendiği insan olarak, kardeş Azarbeycan‘da olduğu gibi sayın eşini Başkan yardımcısı yaparsa buna kim hayır diyebilir ki? Değiştirilmesi için bizden yardım istenilen Anayasa, sayın Cumhurbaşkanımıza bu yetkiyi veriyor eğer evet kazanırsa. Biliyorsunuz değiştirilmesi istenen anayasa önergesine göre bakanlar milletvekillerinden seçilmeyecek. Ve bu bakanlar Millet Meclisi‘ne karşı sorumlu olmayacaklar. Seçildikleri sürece istediklerini yapabilecekler ve seçimler onları ilgilendirmeyecek. Yani hesap verecekleri bir yer yok. Ve milletvekillerinin herhangi bir işi de olmayacak. Onlar ikide bir aralarında toplanıp belki de Fenerbahçe-Galatasaray maçındaki ofsaytları tartışacaklar. O zaman Ahmet Çakar, Ridvan Dilmen ve buna benzeyen içinde büyüdükleri dili bile beceremeyenlerin sohbet toplantıları olacak. “Vay ulan, bu hakem var ya bu hakem, bunu sayın Cumhurbaşkanı Hazretlerine şikayet edelim, sürsün bu hergeleyi.“ ya da „ „Aziz Yıldırım‘ı tarım bakanı yapacaksın, antröner yerine bir sürü kaz çobanı tutacaksin, sürdürsün bu futbolcu ve hakem gecinenleri Aziz Bey meralara..“ , ya da „ Abi, dün beni seçtiklerini iddia eden bir sürü insan geldi buraya, neymiş efendim, yolları yokmuş. Ulan biz de yol vardı da size vermedik mi? Bu basit nedenler yüzünden beni Sayın Başkanımız makamına kabul eder mi? Bunu bilmez ki bunlar. Neyse, bu akşam yemeğini nerde yiyoruz?“
Acaba diyorum, böyle bir sistem Türkiye gibi bir ülkeye göre mi? Nüfus 80 Milyon. Eğitim Pisa‘ya göre en alt sınıfta. Milli gelir nal topluyor. Ali Babacan‘ın illa da adalet demesi duyulmuyor. Ha aklıma gelmişken sorayım, nerde Ali Babacan Bey yahu? Hiç görünmüyor ortalıkta. Yoksa o da benim gibi HAYIR diyenlerden mi?
Bu sorular olmasa var ya hemen evet diyeceğim. Tüm yukarda saydığım nedenler bağırıyor bana; HAAAAYYIRRR. Hayır AKP‘li kardeşlerim, MHP dostlarım, HAYIR.
Saygılarımla  (2 Mart 2017)

Son Haberler

İlgili Haberler