Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına göre, 24 Haziran’da gerçekleşecek 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için 8 siyasi yarışacak
AKP, CHP, HDP, İyi Parti, MHP, Saadet Partisi, Vatan Partisi 87, Hür Dava Partisi 85 seçim çevresinde seçime katılacak.
Karara göre, Türkiye genelinde 68 bağımsız milletvekili adayı bulunuyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçime katılabileceğini açıkladığı partiler içinde yer almayan Türkiye Komünist Partisi (TKP), seçimlere girmek için gerekli tüm koşulları yerine getirdiğini belirterek YSK kararına itiraz etti. YSK ise, bu itirazı reddederek, TKP’nin seçimlere katılamayacağına hükmetti.
TKP, YSK’nın bu kararı üzerine 24 Haziran seçimlerine bağımsız adaylarla, “Bu Düzen Değişmeli Platformu”nu adıyla, başta İstanbul, Ankara, Adana ve Diyarbakır gibi büyük kentlerden olmak üzere, 13 ilde 17 adayla seçimlere giriyor.
“Biz yalnızca oy istemiyoruz”
İki çocuk annesi Berna Yalçın Ersoy da “Bu Düzen Değişmeli Platformu” adına Çanakkale’da bağımsız milletvekili adayı oldu. Çorum katliamından kaçıp iş bulma umuduyla büyük şehre yerleşmiş Alevi bir ailenin yaşayan ilk çocuğu olduğunu kaydeden 38 yaşındaki Berna Yalçın Ersoy, Çanakkale’nin laiklik için, doğa için, madencilere karşı etkili olamadığını belirterek, “Çanakkale’nin kadınların özgürce yaşadığı bir kent olduğu düşünülür ama işin iç yüzü pek öyle değil. Çanakkale laik yaşama önem veren bir kent ancak laiklik için yeteri kadar mücadele eden bir kent değil. Çanakkale doğasını seven bir kent ancak doğası için de yeteri kadar mücadele eden bir kent değil. Bunda tabiki kent halkının örgütsüz hale gelmesinin büyük etkisi var. Sosyal demokrasinin örgütlenmenin önünü açacağı söylenir ama işin şöyle bir boyutu da var. İnsanlara sürekli şu söylendi; sizin adınıza konuşan vekiller var, sizin adınıza konuşan bir belediye başkanı var. Ama bunların varlığı Çanakkale’nin dağlarına altın madenlerinin kurulmasına engel olamıyor, okullarda imamların seminerler vermesine engel olamıyor. Bize verilecek oyların bu açıdan önemi olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz yalnızca oy istemiyoruz, insanlardan bize iradelerini teslim etmelerini istemiyoruz. Gelin bu iradeyi örgütleyelim ve ne yapacaksak hep birlikte yapalım diyoruz” diye konuştu.
“İyi bir çıkış yakaladık”
Adaylık teklifi geldiğinde ise heyecanının ikiye katlandığını kaydeden Yalçın Ersoy, “Çanakkale Türkiye Komünist Partisi’nin son dönemde güçlendiği birçok kentten birisi. Halkın Seçeneği Güçleniyor başlığıyla yaptığımız toplantıda ve geçtiğimiz 1 Mayıs’ta etkili bir çıkış yakaladık. Partimiz kentte düzen partilerinden umudunu kesenler için gerçek ve tek alternatif haline gelmiş durumda. Sistemin partimize takmaya çalıştığı bu çelmeyi boşa düşürmemizin Çanakkale’deki temsilcisi olmanın gururun yaşadım. Milletvekili adaylarının neredeyse yarısının işadamı olduğu bir ülkede ve kadınlarınsa seçilemeyecek sıralarda göstermelik bir şekilde aday yapıldığı bir kentte bu düzenin işsiz bıraktığı bir kadın olarak sosyalizmi temsil edecek olmak dostlarımızdan ve Çanakkale’nin sol kamuoyundan da büyük bir destekle karşılandı” dedi.
Meclis’te ne yapacak?
Meclise girmesinin laiklik, özgürlük ve emek mücadelesi için bir araç daha kazanmak anlamına geldiğini kaydeden Berna Yalçın Ersoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Nerede bir hukuksuzluk, yolsuzluk, haksızlık varsa orada olacağız’ demiştik. Bu sözümüzü tekrarlıyoruz. Seçilelim veya seçilmeyelim, tüm gücümüzle hırsızlar neredeyse, gericiler neredeyse tam karşılarında olacağız. 24 Haziran’ın bizim için anlamı bu karşı duruşu güçlendirmektir. İnsanlar her seçimden sonra, seçimin ertesi günü bizi alanda çalışma yaparken gördüklerinde şaşırırlardı; seçim bitti, biraz dinlenin derlerdi. 24 Haziran’a kadar çok yoğun çalışacak, 24 Haziran gecesi dinlenecek ve 25 Haziran’da bu düzeni değiştirme; adil, eşit, özgür, sosyalist bir ülke kurma adına mücadele etmeye daha büyük bir enerjiyle devam edeceğiz.”