5.7 C
Almanya
Çarşamba, Nisan 24, 2024

Karabasan

Kenan ÇIĞIR

Ter içinde uyandı.

Gördüğü karabasanda insanların kimilerinin eli, kimilerinin bacağı, bir kısmının gözleri yoktu.

Yine de oradan oraya koşuyor, ağlıyor, gülüyor, çığlık çığlığa bağırıyorlardı.

Oğlu da oradaydı. O, biricik oğlu, olmayan tek bacağının üstünde zıplıya zıplıya arkadaşlarına yetişmeye çalışıyordu.

Ve dönüp annesini görünce, yüzünde güller açan gülümsemesiyle durdu.

Artık zıplamıyordu. Annesine öylece bakıyordu.

Bir an gülümsemesi dondu. Yavaş yavaş sol tarafına doğru düşmeye başladı. Annesi çaresizce yakalamaya çalışıyor, oğlu düşüyordu.

Metrelerce düşüşünü görse de elinden kayıyor yakalıyamıyordu.

Önce oğlu gözden kayboldu. Sonra diğer eksik organlı gencecik insanlar. Kimse kalmadığında; çırpındı, çırpındı ter içinde uyandı.

Bu sabah ve yarın sabah ve kimbilir kaç sabah daha, kaç anne bu ve benzeri kabuslarla karabasanlarla uyanacak?

Kaç anne oğlunun, kaç kadın kocasının, kaç çocuk babasının elinden kayıp gitmesini çaresizce izleyecek?

Ömrümüz boyunca hep söyledik, hep söyleyeceğiz.

Terör nereden gelirse gelsin terördür.

Savaş acıdır, savaş yıkım, savaş zulüm. Savaş kolaydır, barış zor.

Yakıp yıkmak kolaydır, inşa etmek zor.

Dört bir yanda düşman yaratmak kolaydır, dost edinmek zor.

Sıçıp sıvama kolaydır, sıçtığını temizlemek zor.

Güdülerle yol almak kolaydır, aklını kullanabilmek bir o kadar zor.

İnsan olup insan kalabilmek mi?

Çok zor çok.

Son Haberler

İlgili Haberler