FRANKFURT
Gezi olayları sonrasında İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndaki görevinden uzaklaştırılan Levent Üzümcü, ‘Anlatılan Senin Hikayendir’ oyunuyla Frankfurt Das İnternationale Theater’de alkışlandı.
Oyun Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen mübadeleyi ve onunla birlikte gelen ayrılık, sıkıntılar ve özlemlere yer ver veriyor. Birinci Dünya Savaşı sonrasında pek çok insanın yerinden yurdundan edildiğini kaydeden Levent Üzümcü, “Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü çok büyük gürültülerle oldu. Özellikle Balkanlar’da yaşayan pek çok insan, bunu çok derinden hissetti. Miadını doldurmuş bir imparatorluktu. Bir dizi değişim yapıldı. “Hıristiyanları biz alalım, Müslümanları siz alın” denildi. Karamanoğulları Beyliği, Türk Hıristiyanlardı. Bağıra bağıra gönderdik. Hepimizden daha Türk’tür. Türkçe dışında başka dil de bilmiyorlardı. Öylesine büyük bir çatırdı, öylesine büyük bir deprem ki, öylesine büyük acılar bıraktı ki ardından bunu konuşmak lazım. Bu acıyı unutturmamak lazım. Bu travmayla başedemedik. 1940’larda, 1950’lerde Yunanistan’da ilkokula giden çocukları ‘Türk tohumu’ diye taşladılar. Türkiye’de de ‘gavur dölü’ diye. Bu insanlar neler çektiler, bu gerçeğin üzerinde durmak lazım, anlatmak lazım. Şimdi Suriyeliler İstanbul’da ‘Açız’ levhalarıyla sokaklarındalar. O zamandan ne farkı var. Barış denizi olması gereken bir Ege, mezarlığa dönüştü. Hepimiz insanlığımızdan utanır hale geldik” dedi.
“O yüzden Mustafa Kemal bir ışıktır”
Yaşanan sıkıntıların kökünde bitmek tükenmek bilmeyen kapitalizmin açlığının yattığını kaydeden Üzümcü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün hepimiz, Hazar petrolleri ve doğal gaz kaynaklarını ‘güvenli bir Kürt koridoridoru’ndan Lazkiye limanına ulaştırmaya çalışan Amerika, İngiltere ve Rusya’nın planlarının kurbanı olduk. Kapitalizm, birlikte yaşama kültürünün önünde kocaman duvarlar örüyor. Kapitalizm bilerek ve isteyerek, eğitimden ve birlikte yaşama kültüründen olabildiğince uzaklaştırmaya çalıştı. O yüzden Mustafa Kemal bir ışıktır. Doğuda ezilen halkların bir ışığıdır. Cumhuriyeti kuruluş şartlarını 2017 yılı koşullarıyla değerlendirmenin bir alemi yok. Biz bugün 1923’ün gerçekliğini yaşamıyoruz. Bugün atmak, tutmak çok kolay. “Lozan bir yenilgidir” diyen fesli adamlar var. Arkadaş Osmanlı’dan günümüze üç fabrika kaldı. İkisi tekstil, birisi tülbent fabrikası. Herşeyi yalan yanlış insanların kafalarına işliyorlar. İskilipli için ‘Şapka takmadı diye öldürüldü’ diye laflar çıkarıyorlar. Oysa bu adamlar, ne fetvalar yayınlamışlar. Şeriat devam etsin diye İngilizlerle anlaşıyorlar. Cumhuriyet’in en büyük başarısı laikliktir. 28 Ekim’de Atatürk, “Arkadaşlar, yarın Cumhuriyet’i ilan ediyoruz” dediğinde kaç kişi laikliğin anlamını biliyordu? Bugün laiklikten hoşlanmayan yüzde 12’lik bir kesim var. Bugün yüzde 78’i domine ediyorlarsa da bu toplum laiklikle bilenmiştir. Anlatmaya çalışıyoruz. Fakat toplumun çok önemli bir kesimi liderinden ne duyarsa ona inanıyor.”
“Tuz koktu, tuz..”
AKP’nin en iyi bildiği şeyin insanların ekmeğiyle oynamak olduğunu ileri süren Leven Üzümcü, “Kendilerinden olmaya herkesi tu kaka ilan etmek. Tescilli bir şekilde kendileri partililerinin de Ankara’yı parsel parsel sattığı iddia edilen belediye başkanı kendisine hiç bir dava açılmadan görevden el çektirildi. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, görevden el çektirildi. Şimdi CHP’ye saldırıyorlar. Bu durum bir kan davasına dönüştürüldü. Bu delilik nereye varacak bakıp göreceğiz. Adaletten bahsetmiyoruz. Türkiye bir hukuk devleti değil. Her zaman yarım yamalaktı. Ama sonunda adalet geliyordu. Artık o da kalmadı. Ben adalet istiyorum. Ülkede tuz koktu, tuz” diye konuştu.
