6.7 C
Almanya
Perşembe, Nisan 25, 2024

Mahkemenin 1 Mayıs kararı: Toplantı ve gösteri düzenlemek bir hak

İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 21. Asliye Ceza Mahkemesi, geçen sene verdiği 1  Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına ilişkin davasının beraat kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçede, “Herkes silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olup, düzenlenecek bu toplantı ve gösteri yürüyüşleri izne tabi değildir” denildi.

 

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün Taksim’de kutlanması için geçtiğimiz yıl çağrı yaptıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, TTB Merkez Konseyi üyesi Hüseyin Demirdizen 17 Mart 2016’da hakim karşısına çıkmış ve ilk duruşmada beraatlerine karar verilmişti.

İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 21. Asliye Ceza Mahkemesi, beraat kararının gerekçesini açıkladı. 8 sayfalık gerekçeli kararda sanıkların savunmalarına ve iddianameye değinildi.

İddianemeye ve sanıkların savunmasına yer verildi

Gerekçeli kararda, “Sanıklar Lami Özgen, Arzu Çerkezoğlu ve Hüseyin Demirdizen hakkında düzenlenen iddianamede; sanıkların birlikte hareket etmek suretiyle, yasadışı gösteri yapmak üzere kitleleri Taksim Meydanı’na yönlendirdikleri, polisin dağılın ikazına rağmen dağılmadıkları ve emniyet güçlerine çeşitli şekillerde mukavemet ettikleri iddia edilerek, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi talep edilmiştir. Sanıklar savunmalarında fiillerinin suç oluşturmadığını, yüklenen suçları işlemediklerini ileri sürerek beraatlerine karar verilmesini talep etmişlerdir” denildi.

Anayasa ve 2911 sayılı kanuna atıf 

“Anayasamızın değişik 34. maddesinde; Herkesin önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ancak; milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği hükme bağlanmıştır” denilen gerekçeli kararda, “2911 sayılı Kanun’un Amaç ve Kapsam başlıklı 3. maddede Anayasa hükmüne paralel olarak, herkesin önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu belirtilmiş, istisnaların sayıldığı 4/1-b. Maddede de, Kanunlara uymak, kendi kural ve sınırları içinde kalmak şartıyla kanun veya gelenek ve göreneklere göre yapılacak toplantı, tören, şenlik, karşılama ve uğurlamaların bu kanun hükümlerine tabi olmadığı belirtilmiştir” ifadelerine yer verildi.

“Toplantı ve gösteri yürüyüşleri izne tabi değildir”

2911 sayılı Kanun’na ayrıntılı olarak yer verilen gerekçeli kararda, “herkes silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olup, düzenlenecek bu toplantı ve gösteri yürüyüşleri izne tabi değildir” denildi.

“Yasaklamak demokratik bir devlet yönetimi ile bağdaşmaz”

“Herkesin sahip olduğu toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak Kanunla ve milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın, genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla sınırlanabilecek olup, bu sınırlama yapılırken de Anayasamızın 13. maddesinde yazılı olduğu şekilde hakkın özüne dokunulamayacaktır” denilen gerekçeli kararda, “Somut ve geçerli olgulara dayanmadan, Anayasa ve Kanunlarda geçen kimi kelimeleri tekrar etmek ve genel ifadeler kullanılmak suretiyle yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak demokratik bir devlet yönetimi ile bağdaşmaz. Demokratik yönetimlerde kamu idaresinin öncelikli görevi, kişi hak ve hürriyetlerinin kullanılmasının önündeki engelleri kaldırmak, bu hak ve hürriyetlerin en geniş şekliyle ve güvenli bir biçimde kullanılması için gerekli ve yeterli önlemleri almak olup, somut nedenlere dayanmayan ya da günlük yaşamda her zaman karşılaşılan trafik yoğunluğu, otellerin faaliyetinin devamının sağlanması, turizmin olumsuz etkilenme ihtimali gibi gerekçelere dayanılarak temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının sınırlandırılması değildir” ifadelerine yer verildi.

“TAKSİM MEYDANININ 1 MAYIS KUTLAMALARI İÇİN ÖZEL BİR ANLAMININ OLDUĞU DA BİLİNEN BİR GERÇEKTİR”

Gerekçeli kararda şu ifadeler kullanıldı: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, sanıkların yasadışı gösteri yapmak üzere kitleleri Taksim Meydanı’na yönlendirdikleri ileri sürüldüğünden, öncelikle Taksim Meydanı’nda yapılması planlanan 1 Mayıs kutlamalarının 2911 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığının ve buna bağlı olarak yapılacak kutlamaların yasadışı olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. İşçi Bayramı adıyla da bilinen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü uzun yıllardan beri Dünyanın bir çok ülkesinde, birlik ve dayanışma günü olarak kutlanmakta olup, bu kutlamalarda özellikle işçilerin yönetimlerden talepleri dile getirilmektedir. Ülkemizdeki kutlamalarda uzun yıllarından beri 1 Mayıs günü yapılmakta olup, 22 Nisan 2009 tarih ve 5892 sayılı Kanun ile de, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü adıyla genel tatil günü olarak kabul edilmiştir. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin nerede yapılacağı tespit edilirken, bu kutlamaların doğası gereği, verilmek istenen mesajların mümkün olabildiğince çok sayıda kişiye ve kolaylıkla ulaşmasını sağlayabilecek yerin seçimi tabiidir. Ülkemiz ve 1 Mayıs kutlamaları özelinde bakıldığında, “Taksim Meydanıö’nın 1 Mayıs kutlamaları için özel bir anlamının olduğu da bilinen bir gerçektir. Kutlamaların tarihsel geçmişi, çok uzun süreden beri benzer içerikli kutlamaların yapılmakta olması, toplumun bir kesimi olan işçilerin yapılan kutlamalara yoğun ilgi göstermesi dikkate alındığında, 1 Mayıs kutlamalarının bir gelenek halini aldığı kabul edilmelidir. Dolayısıyla, Kanun ve geleneklere göre yapılan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarının, 2911 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sayılan istisnai haller kapsamında değerlendirilmesi ve bu kabulün sonucu olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarına 2911 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmaması gerekmektedir.”

Son Haberler

İlgili Haberler