10 C
Almanya
Perşembe, Nisan 18, 2024

Basın toplantısından atılan gazeteci: Durum değişmeyecek

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında ‘Gazetecilere özgürlük” tişörtü giyen Avrupa Postası Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit, apar topar dışarı çıkartıldı. Adil Yiğit, “Beni basın toplantısından dışarı atsalar da, durum değişmeyecek. Tutuklu gazeteciler serbest bırakılmalı, gazetecilerin üzerindeki baskılara son verilmeli, çalışma koşulları iyileştirilmeli” diye konuştu.

Basın toplantısı için akredite kartı olan Yiğit’in “Ben birşey yapmadığım” sözleri de bir işe yaramadı. Yiğit gazetemize yaptığı açıklamada, “Çok kaba davrandılar. Çantamı almama bile izin vermediler. Gazetecilere özgürlük isteyen birine Alman gazetecilerin sessiz kalmaları hoş olmadı. Gazetecilere özgürlük istediğim için beni basın toplantısından dışarı atsalar da, durum değişmeyecek. Tutuklu gazeteciler serbest bırakılmalı, gazetecilerin üzerindeki baskılara son verilmeli, çalışma koşulları iyileştirilmeli” ifadelerine yer verdi.

Hamburg’ta yaşayan gazeteci Adil Yiğit Odatv’ye de geniş çaplı açıklamalarda bulundu. Yiğit, “Düne kadar sık sık basına (Alman basınını kastediyor) yansıyor. Türkiye’de gazetecilerin çekmiş olduğu çile, zulüm, onların ellerine ağızlarına vurulan bant ve prangaları biliyoruz. Keyfiyet alabildiğine diz boyu. Erdoğan’ın da burada ‘şu gazeteciler basın toplantısına gelirse ben boykot ederim veyahut iptal ederim’ diye dünden beri Alman basınına bir takım şeyler düşüyor.
Kimi kastettiğinin hiç önemi yok. Bu Can Dündar’dır, ama bu Ahmet olabilir, başkası olabilir. Almanya’yı kendisinin arka bahçesi zannederek buraya bile şantaj yapmaya kalkışıyor.
Uzun yıllardır elindeki gücü şantaj olarak kullandı. Şimdi de diyor ki; ‘ben basın toplantısına gelmem boykot ederim iptal ederim basın toplantısını.’ Bu kadar da olmaz. Alman tarafı ne yazık ki daha düne terk düştüğü Erdoğan’ı, ikili ilişkiler gereği kırmızı halıyla karşıladı.
Erdoğan için çok ağır, özel bir güvenlik önlemi alınıyor. Deniyor ki; Putin bile geldiği zaman bu kadar önlem alınmadı. Trump geldiği zaman bu kadar önlem alınmış, bir de Erdoğan’a özel uygulama.
Bu noktada ben de demokratik tepkimi ‘gazetecilere özgürlük’ diye bir tişört giyerek gösterdim. Bir de Almancası’nı yazıyordu. Toplantı başlamadan önce Alman yetkililere ‘soru sorabilecek miyiz’ diye sordum. Hatta daha önce de Erdoğan ve Davutoğlu gelmişti, ama soru sordurmadılar.
Dediler ki; ‘Türkiye’ye Türk tarafı karar veriyor Alman tarafa biz. 2 soru onlar soracak 2 soru Alman.’ Ben de ‘Desenize başından planlı bizim soru soramayacağız.’ Boynunu eğdi ‘evet’ dercesine.
Bu da benim tepkime ne oldu. Ben tişörtümü giymiştim. Hiç bir şekilde bağırmadım çağırmadım. Elimdeki fotoğraf makinemle tişörtümle orda fotoğraf çekmeye devam ettim.
Bunu görmeleriyle bir dakika sürmedi. Alman ve Türk güvenlik görevlileri geldiler. Beni apar topar dışarıya attılar, ama apar topar atanlar Almanlardı ve oradaki gelen şef bana şunu söyledi; “Siz toplantıya geldiniz. Büyükelçilikten bir yetkili dedi ki; ‘Biz bunu tanıyoruz.’ Gözler sizin üzerinizdeydi” ben de ‘ne yaptım ki’ diye karşılık verdim. ‘Bilmiyorum’ dedi. Yaklaşık 100 metre uzaklıktaki bir odaya götürdüler. Tişörtü çıkarttırdılar. Akredite veren yetkili ‘arkada oturacaksınız sessizce’ dedi. Ancak güvenlik görevlisi ‘Hayır salona almıyoruz. Tişörtü de alıyoruz kendisinden’ dedi. Basın toplantısı bitince eşyalarımı içeriden almam gerektiği söylendi. Eşyalarımı aldım. Alman medyasının yoğun bir ilgisi ile karşılaştım. Fotoğraflarımı çektiler ve röportaj yapmak istediler. Bu defa güvenlikçiler Alman medyasıyla arama duvar örercesine beni ite kaka çıkarttılar. ‘Bırakın’ dedim ama dinlemediler” dedi.

Diğer yandan Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Yiğit’in basın toplantısında dışarı çıkarılmasını savundu. Sözcü Seibert Twitter hesabından Federal Hükümet ve Meclis’in basın toplantılarında kişilerin haklı olup olmadıklarına bakmaksızın gösterilere izin vermediklerini yazdı.

Son Haberler

İlgili Haberler