6.4 C
Almanya
Perşembe, Mart 28, 2024

Gazete basıldı, saldırganlar değil yazarlar tutuklandı!

Array

Can Yayınları, raflarda yerini alan üç kitabıyla basın tarihinin en karanlık noktalarından biri olan Tan Matbaası Baskını’nın ardındakileri Sertel çiftinin tanıklıklarıyla aralıyor.

 YEŞİM PÜTGÜL

Türkiye basınının en utanç verici olaylarından biri 4 Aralık 1945 tarihinde gerçekleşti. Kalabalık bir güruh, Tan Matbaası’nı bastı. “Milli hassasiyetleri yüksek” bu kalabalığın hedefinde Tan gazetesiyle Sabiha ve Zekeriya Sertel vardı. Tutuklananlarsa göstericiler değil gazete yazarları oldu. Linç girişimiyle karşı karşıya kalan Sertel çifti 3 ay tutuklu kaldılar ve daha sonra beraat ettiler. Bu olaylardan ve haklarındaki soruşturmalardan yıpranan Serteller 1950’de Türkiye’yi terketttiler.

Üzerinden 70 yıl geçtikten sonra İkinci Dünya Savaşı’nın bu en yoğun dönemini anlamak, gazete baskınını ve olayın kahramanlarını tanımak için üç kitap rafları süslemeye başladı: Davamız ve Müdafaamız, Roman Gibi ve Hatırladıklarım.

Sabiha Sertel’in hayatı

‘Roman Gibi’

Roman Gibi, Türkiye basın ve yayın dünyasının en güçlü ve dirençli isimlerinin başında gelen Sabiha Sertel’in hayatını anlatıyor.  Cins bilincinin yanında sınıf bilincine de sahip olan Sabiha Sertel bu son kitabında, Türkiye’de bir kadın olarak gazetecilik yapmaya çalışmanın, ifade özgürlüğünü savunmanın, ne denli zor ve çetin olduğunu gösteriyor. Tan Matbaası Baskını’nın ardından eşi Zekeriya Sertel’le birlikte yurtdışına gitmek zorunda kalan Sabiha Sertel, İkinci Dünya Savaşı döneminde faşizme ve Nazizm’e karşı yürüttüğü amansız mücadelesi ve eğilmez kalemiyle Türkiye basın tarihinin en önemli isimleri arasındadır.

Zekeriya Sertel’den

‘Hatırladıklarım’

Üçüncü kitap, 1980 yılında yitirdiğimiz, Türkiye basın tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Zekeriya Sertel’in anıları. Zekeriya Sertel, tıpkı eşi gibi tüm yaşamını demokrasi ve ifade özgürlüğü uğrunda mücadele etmekle geçirdi. Yayımladığı Resimli Ay dergisiyle Nâzım Hikmet’in Türk okurla buluşturdu, Halikarnas Balıkçısı’yla yargılandı, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Türkiye’nin Nazi Almanya’sının yanında hizalanmasına ve Türkiye’de yükselen faşist dalgaya, Tan’daki yazılarıyla karşı koydu. Hatırladıklarım tüm bunları ve daha fazlasını üretken ve mücadeleci bir gazetecinin benzersiz tanıklık ve gözlemleriyle anlatıyor.

1890’ların başında Makedonya Usturumca’da doğan Zekeriya Sertel, Selanik’te ve bir süre de Paris’te öğrenimi gördü. Gazeteciliğe Yunus Nadi’nin çıkardığı Rumeli gazetesinde başladı.

Tan Gazetesi baskını üzerine

“Davamız ve Müdaafamız”

Davamız ve Müdafaamız, Tan Gazetesi baskınını, davanın tüm yönlerini; savunmaları, iddianameleri ve dava konusu olan yazıları içeriyor. İlk kez 1946 yılında yayımlanan, o günden sonra yana ilk kez Can Yayınları’ndan çıkan kitap, yazdıkları haberler nedeniyle hapis yatan gazetecileri ve ifade özgürlüğü tartışmalarını hatırlatarak günümüzle paralellikler kurmayı sağlayan bir belgeler yumağı.

Sürgünde geçen ömürler

Zekeriye Sertel 1890’ların başında Makedonya Usturumca’da doğdu. Selanik’te hukuk öğrenimi gördü. Gazeteciliğe Yunus Nadi’nin çıkardığı Rumeli gazetesinde başladı, Selanik’in Yunan işgaline uğraması üzerine İstanbul’a yerleşti. Bir süre Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde öğrenim gördü, I. Dünya Savaşı çıkanca İstanbul’a döndü.

1895’te Selanik’te doğan Sabiha Sertel, ilk ve orta öğrenimini orada tamamladı. Selanik’in Yunan işgaline uğraması üzerine 1912’de ailesiyle İstanbul’a göçtü.

Zekeriya ve Sabiha Sertel, 1915’te İstanbul’da evlendiler. Birlikte dergi çıkardılar, 1919’da birlikte ABD’ye giderek Columbia Üniversitesi’nde öğrenim gördüler.

Türkiye’ye 1923’de döndükten sonra gazeteciliğe ve yayıncılığa devam ettiler. Resimli Ay, Büyük Mecmua, Sevimli Ay, Resimli Perşembe dergilerini, Son Posta gazetesini çıkardılar.  1934’te ise Tan gazetesini devraldılar. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’deki tek parti rejimine karşı keskin bir muhalefet yürüttüler. Faşizm ve nazizme karşı, yazılarıyla mücadele verdiler. 1950’de ülkeyi terk etmek zorunda kaldılar. Sabiha Sertel, ondan sonra Türkiye’yi bir daha göremedi, 1968’de Bakü’de öldü. Zekeriya Sertel ise Türkiye’ye ancak 1977’de gelebildi. 1980’de Paris’te öldü.

1996 yılında Zekeriya ve Sabiha Sertellerin adını yaşatmak için kızları Yıldız Sertel ve Hilla Ünalmış Duda tarafından Sertel Gazetecilik Vakfı kurulmuştu. Her yıl demokrasi alanında en iyi çalışmayı yapan gazeteci ve bilimadamları ile kurumlara Sertel Demokrasi Ödülü veren vakıf 2009 yılında feshedildi.

 

Son Haberler

İlgili Haberler